Divan Nesri

Edebiyatımızda nesir, özellikle 19. asra gelinceye  kadar hep ikinci planda, şiirin gölgesinde kalmıştır. Nesir türü dil ve üslup yönüyle üç gruba ayrılır: 

1. Süslü nesir: Arapça ve Farsçanın kurallarını hakim olduğu, edebi sanatlara ve secilere (şiirde kafiye) yer veren uzun cümlelerden oluşan metinlerdir. Bunlarda önemli olan söyleyiş güzelliğidir. Konu ve anlam ikinci planda kalır.

Sinan Paşa (Tazarruname), Veysi, Nergisi  bu türde örnekler vermiştir.  

2. Orta nesir: Öğretici bir amacı olan, bilim ve kültür alanındaki eserlerdir.  Bu eserlerde  Arapça  ve Farsça kelimeler sıkça bulunur ama cümleler süslü nesre nazaran daha anlaşılır ve kısadır. Çünkü amaç sanat göstermek değil öğretmektir.

Naima (Tarih), Kâtip Çelebi (Fezleke), Koçi Bey (Risale)

3.  Sade nesir: Halkın konuştuğu dili esas alarak yazılan eserlerdir. Daha ziyade tarih, hikâye ve tasavvufi kitaplar bu üslupla kaleme alınmıştır.  

Evliya Çelebi (Seyahatname), Mercimek Ahmed (Kabusname, Kul Mesut (Kelile ve Dimne)

 Evliya Çelebi hakkında geniş bilgi için tıklayınız.